Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Aramızda ayrı bir gayri resmi yok. Bazen otobüs duraklarında bazen de trafik sıkışıklığında sizi karşılıyoruz. Konuşuyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Geçenlerde şöyle bir yazı gördüm: Konuşmamızı kaydedemeyenler anten takmalı mı?
Ancak ülkenin gerçeklerinden o kadar uzaklar ki sandıktan çıkan mesajları anlayamıyor, tercüme etmeye çalışamıyorlar. Anten de yardımcı olmuyor. Bu nedenle İmece uydumuzu uzaya gönderdik. Hangi ayak oyununda olduğu umurumuzda değil. Milletimiz iradesini 14 Mayıs’ta sandıkta beyan etti. 322 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na oy vererek mecliste istediği imajı gösterdi.
“Milletimizden emir alırız”
Allah’ın izniyle rekor oy ve yüzdelerle ikinci turda milletimizin Cumhurbaşkanlığı görevini bir kez daha bize emanet edeceğine inanıyoruz. İşin yarım kalmaması için neler yapabileceğimizi şimdiden inceliyoruz. Türkiye’nin dünyadaki gücünü güçlendirmek için hangi ilişkileri harekete geçirebileceğimizi inceliyoruz. Neden kendimize bu kadar güveniyoruz biliyor musunuz? Çünkü biz kimseyle pazarlık yapmıyoruz.
Biz sadece milletimizin hizmetindeyiz. Biz Kandil’den böyle emirler almıyoruz. Terör örgütleriyle karanlık odalarda pazarlık yapmayız. Halkımızdan emir alıyoruz.
Şu anda sadece iş arıyoruz. Tüm kesimlerin sorunlarını çözmek için gece gündüz çalışıyoruz. Bu Avrasya Tüneli olmasaydı, biz ne olurduk? Şehitler Köprümüz işimizi kolaylaştırıyor. Ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmasaydı halimiz iyi olacaktı. Çanakkale Köprüsü olmasaydı daha iyi durumda olacaktık.
“Şimdi sıra Gabar’da”
Türkiye büyürken her bir çalışanımızın hayatında oluşan kaynakları yansıtan programlar hazırlıyoruz. Bir ay boyunca halkımıza Karadeniz gazını bedava verdik. Şimdi sıra Gabar’da. Gabar Petrol’ü çıkardığımız anda halkımız bundan faydalanacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun kol kola olduğu teröristler yüzünden yıllarca petrol üretilemedi. Aynı şeyi yakıtla da yapıyoruz. Vergi indirimleri ile nüfusumuzu rahatlatacağız. Her konuda benzer adımlar atıyoruz. Aklıma sokakta gördüğüm aracın arkası geldi. Dedi ki, “Bir gün yük senin omuzlarına gelirse, bu benim vebalimdir, unutma.” Senin vebanı unutmadık, kötüye kullanmadık. Şoförlerimizin ve diğer tüm esnafımızın yanında olduk. Bölünmüş yollardan otoyollara yatırımlarımızın doğrudan muhatabı sizsiniz. Biz bu Haliç’i temizledik. Burayı Kadir Topbaş Bey zamanında tamamladık. Hepimiz alanı kullanıyoruz. AK Parti, CHP. Bu bizim farkımız.
Halkbank sayesinde artık 1,5 milyona varan taşıt kredileri ile size destek olabiliyoruz. Ticari araçları ÖTV’siz yenileme imkanı yarattık. 850 bin esnafımıza önemli bir kolaylık sunduk. Geçenlerde emeklilikte ikramiye gün sayısındaki adaletsizliği düzeltme sözü verdik.
Küçük işletme sahiplerimizin sahip olduğu ödül ve gün sayısını 9.000.000’den 7.200’e düşürdük. İstanbul’daki halk otobüsü işletmecilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Gençlerimizin yıllık 150 bin liralık kazancı üzerinden vergi vermiyoruz, sigorta primi ödüyoruz. İki kavram önemlidir. güven ve istikrar. Gençleri unutmayın. O kadar çok kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek.
Geçmişte ülkemizin harekete geçmesini engellemek için birçok tuzak kuruldu. Yaşadığımız her felaketin arkasında Türkiye’yi oyunun dışında tutmamız vardı. Onlar bizim düşmanlarımız. İnanın bana, ülkenin kaynaklarını Londralı tefecilere pompalamaya devam etsek, bizden daha değerli olmazdı.
Biz sadece milletimizin desteğini istedik ve bunun için çalıştık. Eksiklerimiz mutlaka vardır. Türkiye’nin büyümesi, milletimizin huzuru için mücadelemiz sonuna kadar samimi olmuştur. Terör örgütlerinin kanlı saldırılarına karşı mücadele ederken ve çözüm ararken samimiydik. 15 Temmuz’da tanklara meydan okurken dürüsttük. Bu mücadelede yanımızda oldunuz.
“Vatandaşımı depremde aşağılamak siyaset değildir”
Türkiye’de 14 Mayıs seçimleri en önemli sınavlardan biriydi. Ülkemizde ilk kez iki adaylı bir seçim yaşandı. Koalisyon masası ittifakının nasıl ortaya çıktığını söylemeye gerek yok. Onları kimin desteklediğini çok iyi biliyorlar.
Yine de 2 milyon 500 bin farkla gerideyken yaptıkları tehditleri hep birlikte gördük. Koalisyon tablosunun kendi içindeki sonuçlar karışık. Bölücü örgütün desteğini aldılar. Kılıçdaroğlu halkımızı kutuplaştırmaya başladı. Hiçbir kabuk bu minareyi örtmeye yetmez. Milleti rencide eden siyaset olmaz. Depremzedelerime hakaret etmek siyaset değildir.
CHP camiaları ve bağlı STK’lar, depremzedelere yardımları kesmekten, evlerinden çıkarmaya kadar her türlü ayıbı sergiliyor. Tekirdağ’da kaldıkları otelden ayrıldılar. Yakalanırlarsa işi başka yöne çevirmeye ve kendilerini kurtarmaya çalışırlar. Seçim sonucu farklı olsaydı ne yapacaklarını düşünmek istemiyorum. İlk gün beş şehidimiz oldu. Ne yaparsanız yapın Cudi ve Tendürek’teki şehitlerimizin intikamı mutlaka alınacaktır. Kemal Bey bu Kandil varislerinden mutlaka ayrılacaksınız ama bunun için çok geç olacak. Umarım halkım size fırsat vermez, 28’inde işi tek başına bitirir.
Son dakika gelişmelerinden anında haberdar olmak için WhatsApp haber grubumuza katılabilirsiniz.
Konhaber’in WhatsApp haber grubu için tıklayın!