SETA raporu, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığının nedenlerini ortaya koydu

Blogger
Blog
TBlog

Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (SETA) hazırladığı rapora göre, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve toprak bütünlüğüne yönelik PKK/YPG tehdidi tamamen ortadan kaldırılana kadar Suriye’deki askeri varlığını sürdürmesi ve operasyonlarına devam etmesi hayati önem taşıyor.

SETA, araştırmacı Can Acun ve Kutluhan Görücü’nün kaleme aldığı “PKK/YPG’nin Suriye’deki Devlet Hayali” başlıklı raporunu yayınladı.

Raporda PKK/YPG’nin Suriye’deki varlığı, PYD’nin kuruluşu, PKK/KCK’nın Suriye’deki yapılanması, Suriye’deki halk ayaklanması ve PYD, PKK/YPG’nin Suriye’de yayılması ve Türkiye PKK/YPG’ Suriye’ye yönelik Suriye operasyonları gibi birçok konu var.

Uzun yıllar süren saha araştırmalarının ardından ortaya çıkan raporda, “YPG’nin rejim iş birliğiyle ilan ettiği bölgeler, DEAŞ’la mücadele kisvesi altında ABD ile angajmanı ve QSD’ye evrilen süreç” ele alındı.

Söz konusu raporda, PKK’nın işlediği savaş ve insan hakları suçları, askeri varlığı, ele geçirdiği doğal kaynaklar ve Türkiye’nin PKK/YPG’ye yönelik askeri operasyonları incelendi.

Suriye’de SDG adıyla anılan PKK/YPG’nin finansman olanaklarının ele alındığı raporda, terör örgütünün insan hakları ihlalleri ve terör saldırıları ilk kez tüm detaylarıyla kamuoyuna açıklandı.

PKK/YPG’nin şu anda Suriye’de yaklaşık 50 bin kilometrekarelik bir alanı işgal ettiğine dikkat çekilen raporda, enerji kaynaklarının yüzde 75’ini, verimli tarım arazileri ve su kaynaklarının önemli bir bölümünü kontrol ettiği belirtiliyor.

Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Harekatı’nın önemine işaret edilen raporda, terör örgütünün ülkenin doğal kaynaklarını tekelleştirerek ve varlığını diğer aktörlere dayatarak kendi ekonomik sürdürülebilirliğini sağlamaya çalıştığı belirtilirken, Bahar Harekatı’nın baharda düzenlendiği vurgulandı. Hindi.

Raporun son bölümünde, Türkiye’nin geniş çaplı askeri operasyonlarına devam etmesi ve “terör örgütünün Suriye’deki topraksızlaştırılmasını sağlaması” gerektiği belirtilirken, M4 karayolunun kuzeyi, özellikle Aynularab (Kobani) ve Kamışlı bölgelerinin boşaltılması gerektiği belirtildi. özgür

Türkiye’nin, ulusal güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik PKK/YPG tehdidi tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar Suriye’deki askeri varlığını sürdürmesinin ve operasyonlarına devam etmesinin hayati önem taşıdığı vurgulandı.

Türkiye’nin PKK/YPG’ye yönelik askeri operasyonları
SETA dış politika araştırmacısı Can Acun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, raporun Suriye’nin Azez, Afrin, Tel Abyad ve Rasulayn bölgelerini kapsayan kapsamlı saha çalışmasının sonucu olduğunu söyledi.

Acun, PKK/YPG’nin amacının “Türkiye’nin güney sınırında İslam ve Arap dünyasıyla tüm bağları kopararak terör devleti kurmaya çalışmak” olduğunu vurguladı.

15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’yi Suriye denkleminden çıkarmak amacıyla yapıldığını anlatan Acun, “Ancak Türkiye, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ın siyasi iradesiyle oluşturduğu yeni cepheyi alarak askeri operasyonlara başlamıştır. 15 Temmuz sonrası güvenlik doktrini” dedi.

Acun, Türkiye’nin ABD desteğiyle Afrin’e kadar birleşerek terör örgütünün Doğu Akdeniz’e ilerlemesini engellemek için Fırat kalkanını kullandığını, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı’nı da gerçekleştirdiğini söyledi.

PKK/YPG’nin Fırat Nehri’nin yaklaşık 50 bin kilometre doğusundaki bir alanı işgal etmeye devam ettiğini kaydeden Acun, terör örgütünün ülkenin önemli enerji ve su kaynakları ile tarım havzalarına sahip olduğunu ve bunlarla “devlet kurmaya” çalıştığını anlattı. ABD desteği.

Mevcut güvenlik paradigmalarını sürdürme ihtiyacının vurgulanması
Acun, terör örgütünün önüne geçmenin tek yolunun Türk ordusunun Suriye’de mevzilenmesinden geçtiğine işaret ederek, “Bunun için mevcut siyasi iradeyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı duruşunu ve güvenlik paradigmamızı sürdürmek şarttır.” .” değerlendirmesini yaptı.

Acun, PKK/YPG’yi terör örgütü olarak görmeme eğiliminin Türkiye’nin ulusal güvenliğine ciddi tehdit oluşturduğunu anlatarak, “PYD/YPG’nin uluslararası düzeyde DEAŞ’la mücadele ettiği” algısının bilinçli olarak oluşturulduğunu vurguladı.

Acun şöyle devam etti:

Sanki bu terör örgütü burada bir istikrar alanı oluşturuyor ve DEAŞ gibi bir terör örgütüyle mücadele ediyor izlenimi vermeye çalışıyor. Arkalarında ABD ve Avrupa var. Sahadaki gerçek bunun tam tersi.” Gerçekleştirdiğimiz ciddi saha araştırmaları çerçevesinde burada elde edilen sonuçlar, bu alandaki gerçekle doğrudan ilişkilidir. Bu rapor uluslararası literatüre de katkı sağlayacaktır.”


Son dakika gelişmelerinden anında haberdar olmak için WhatsApp haber grubumuza katılabilirsiniz.


Konhaber’in WhatsApp haber grubu için tıklayın!


Yorum yapın